9 Mart 2009 Pazartesi

çalışan anne olmak

Bundan yıllar önce sanırım lise ya da ortaokuldayken dergilerden birinde bir makale okumuştum çok zeki anadolu sınavlarında dereceye girmiş bir çok başarıya imza atmış bir kızın röportajı. Şu an ismi hatırlayamıyorum ama aklıma kazınmış bir cümlesi var ki hala unutamıyorum ve bunu artık çok daha iyi anlıyorum. ''Gelecekte çalışacaksam eğer bir çocuk sahibi olmak istemiyorum çünkü ilklerini birlikte yaşayamadığım ilk adımını ilk sözcüğünü telefonda öğrendiğim ya da sonradan bana anlatılacak yarımyamalak bir paylaşım istemiyorum'' diyordu.
Bu çocuk sahibi olmanın pişmanlığı değil içimdeki sadece onu evde bırakıp işe gitmenin burukluğu. Maalesef böyle bir düzende yaşıyoruz çocukların bakıcılarını annelerinden bile çok gördükleri, çok tanıdıkları kırık dökük bir düzen. İşe başlayalı sadece bir ay oldu ve henüz 6 aylık bile olmayan bebeğim beni özlüyor. Bu kadar küçük olmasına rağmen görüyorum ki yokluğumu tüm ruhu ile hissediyor. Henüz arkamdan ağlayacak kadar bilinçlenmedi ama akşam eve geldiğimde kucağıma bir gelişi var gece uyuyana kadar kucağımdan inmek istemiyor. Gece oluyor uyku saati geliyor ama baze adeta uyumamak için direniyor bebeğim belli ki biraz daha fazla zaman geçirmek çabasında annesi ve babası ile.
Eve uçarcasına gidiyorum hemen kızımı öpüp kokluyor ve emziriyorum. Karnı doysa bile ayrılmak istemiyor annesinden bir bakışı var ki nerelerdeydi bütün gün der gibi ya da bu ruh hali içinde ben öyle hissediyorum. Sonra oynuyoruz yerlerde yuvarlanıyoruz. Farkediyorum ki o hala hergün yeni bişey öğreniyor ben yanın da yokken. Artık yerlerde yuvarlanmayı, oyunlar oynamayı çok seviyor. Hatta oynamak istediği oyuncağı kendi seçiyor, elini o oyuncağa uzatıp almak istiyor. Sadece yatmak değil artık oturmak ta istiyor. Etrafını büyük bir merakla keşfetmeye başladı her yeni nesneyi eline almak ve incelemek istiyor. Eline aldığı herşeyi direk ağzına götürüyor çünkü kızım diş çıkartmaya başladı ve diş etleri inanılmaz kaşınıyor. Henüz altta iki dişi minik birer pirinç taneciği gibi ama sanıyorum ki üstten de bir ya da iki dişi çok yakın zamanda patlamak üzere.
Yani bizler anne ve babası olarak yanında olamasakta kızım hızla büyüyor maalesef kimbilir gün içinde neler kaçırıyoruz ama hayatın düzeni bu o yüzden hiç olmazsa onunla geçirdiğimiz her dakikayı maksimum verimle geçirmeye onunla oyunlar oynamaya sohbet etmeye ona yeni bişeyler öğretmeye çalışarak geçiriyoruz ve bu hep böyle olacak...
Seni çok seviyoruz bebeğim...

2 yorum:

  1. Ufff tatlim nasil anlatmissin. Ne kadar güzel tariflemissin. Ben de yine bir kariyer kadini ropörtajindan 'çocukla geçirilen kaliteli zamanlar' içerikli bisi okumustum. O gunlerde amaaaan lafa bak çocugundan uzak kal sonra kaliteli zaman diye yuttur diip inanmamistim. Simdi anliyorum ne oldugunu. Can dogdugundan beri toplam 5 saat falan ayri kalmisimdir ondan. Markete falan giderken :) O süper küçük ayrilislarda onu ne kadar ozledigimi ama ayni anda bebek bakma mesaisine mola verdigimi ve ona daha daha merakla atladigimi fark ettim. Ve dedim ki kaliteli anne cocuk iliskisi diye bisi var. Seninki de bu olacak iste.

    YanıtlaSil
  2. Evet calisan annelerin en avundugu cumle bu olsa gerek. Butun gunumuzu onunla gecirme imkanimiz olmadigi icin bare olan zamani en iyi bicimde kaliteli bir sekilde gecirelim. Sanki bunu basarinca insan kendini biraz daha huzurlu ve avunmus gibi hissediyor. Ama cidden her yaptigini ilk gorememe kaygisi cok fazla geliyor insana. Hele gun gectikce her gun yeni bir sey yaptikca. Su da cok keyifli ki bazen ben bir sey yapiyorum Nehir de hemen taklit ediyor iste o bana cok keyif veriyor.

    YanıtlaSil