10 Mart 2009 Salı

haftasonundan kareler

pazar günü Defne'nin doğum günündeydik... Defne ablasına sağlık mutluluk dolu nice yaşlar diliyoruz..
siz bakmayın öyle derin derin uyur görüntüsüne sadece keyif yapıyor arabada :)


''EVET BEN GEZMEYE HAZIRIM''

9 Mart 2009 Pazartesi

Ela'nın menüsü

Özellikle ailenin büyükleri tarafından en çok merak edilen konu Ela'nın nasıl beslendiği doyup doymadığı gelişiminin nasıl olduğu.. Bende o yüzden biraz Ela'nın günlük yemek programından ve sebze çorbaları menüsünden bahsetmek istedim.. Gerçi ben ne anlatırsam anlatayım eminim annem yine de hergün Döndü'yü arayıp Ela'nın yemeklerini yiyip yemediğini kontrol edecektir :) Neyse yine de siz hiç merak etmeyin kızım çok güzel besleniyor ve gelişimi şimdilik çok iyi gidiyor. Ela'yı en son bu akşam tarttık 7300 gram, son doktora gittiğimizde de boyu 70 cm'di. Bu veriler bize Ela'nın kilosunun normallerde boyunun da üst limitlerde olduğunu gösteriyormuş. Ela çok sağlıklı, hareketli ve de keyifli bir bebek tek dileğimiz bunun her zaman böyle devam etmesi...

Beslenmesine gelince... Neyseki kızım halen süt emmeğe devam ediyor bu yüzden güne saat 6 da ve 8 de emzirerek başlıyoruz. günün geri kalanı şöyle...

10:30-11:00 arası meyva püreleri kimi zaman taze meyvelerdan kimi zaman milupa kavanoz mamalarından yediriyoruz..

13:00 sebze çorbası

15:30 milumil biberon maması


saat 5'te ben eve geliyorum ve emziriyorum. Aslında yoğurda başlamıştık ama yeni doktorumuz şu an için yoğurda başlamanın erken olduğunu söyledi ve bıraktık. 7. ayda tekrar başlayacağız belki de erken olduğu için zaten kızım bir türlü yoğurda alışamamıştı. Arada akşamları yatmadan önce muhallebi yedirmeye çalışıyorum ama Ela bunu da pek istemiyor doktorumuz da zorlamayın süt emmesi şimdilik hepsinden iyidir dedi bende istemediğinde zorlamıyor sadece emziriyorum. Geceleri halen 1 ya da 2 kez yine süt için uyanıyor. Bu arada geceleri yemediği sütlü pirinçli muhallebisini ya da tahıllı mamasını bazen meyvelerine bazen çorbalarına ekleyerek onlardan da faydalanmasını sağlıyoruz. Bir iki kaşık karıştırdığımızda tadını çok farketmeden yiyiyor biraz kızımı kandırmış oluyoruz ama her şey onun en doğru şekilde beslenmesi için..

Sebze çorbaları için Döndü'ye haftalık listeler yapıyorum. Arada pazara çıkıp taze sebze alıyoruz arada da internetten organik sebzeler sipariş veriyorum. Aşağıda geçen haftanın ve bu haftanın sebze menülerini yazdım. Henüz turunçgillere, domatese, nohut ve fasulyeye başlamadık yaklaşık 10 gün sonra onları da menümüze ekleyeceğiz. Sonrasında kuru meyve, ceviz, kabak çekirdeği gibi çeşitlerde eklemeye başlayacağız.


Tüm sebze çorbalarını şimdilik aynı şekilde hazırlıyoruz sebzelerini haşladıktan sonra eziyor ve bir tatlı kaşığı ya da baze bir çay kaşığı kadar zeytinyağı ekliyoruz. Çorbaları her gün günlük olarak taze taze yapılıyor. Sadece haftasonları eğer dışardaysak hazır Milupa kavanoz maması yediriyoruz ancak hafta içi taze çorba yapılmasını tercih ediyorum.

Geçen hafta

Pazartesi : balkabağı - patates -pirinç
Salı : kırmızı mercimek - arpacık soğanı - patates - havuç
Çarşamba : taze kabak - patates - pirinç - havuç
Perşembe : enginar - patates - bezelye - maydanoz
Cuma : ıspanak - pirinç - havuç - arpacık soğanı
Cumartesi : fasulye domates çorbası milupa
Pazar : brokoli patates çorbası milupa

Bu hafta

Pazartesi : brokoli - brüksel lahanası - havuç - pirinç
Salı : yer elması - kırmızı biber - arpa şehriye - maydonoz
Çarşamba : kırmızı mercimek - patates - havuç - arpacık soğanı
Perşembe : enginar - bezelye - irmik - arpacık soğanı
Cuma : tarhana - pirinç - bezelye
Cumartesi : evde olursak ıspanak dışarda olursak kavanoz mama :)

Doktorumuz maksimum 3 çeşidi karıştırmamızı fazlası bir araya geldiğinde tüm tadların birbirine benzeyeceğini söylüyor bu yüzden biz de kızımızın damak zevki gelişsin diye çok karıştırmıyoruz.

Bu arada kızım artık biraz biraz oturmaya başladı ve ben de hemen onu masaya oturtmaya başladım :) bu süreler henüz çok kısa olmasına rağmen Ela bundan çok keyif alıyor. Masaya takılan bir mama sandalyesi var altı ve yanları da sünger dolu yumuşak olduğu için onu destekliyor kolay oturmasını sağlıyor. Önüne tabağını kaşığını da koyuyoruz ve ona şimdiden sofra kültürünü vermeye çalışıyoruz. Annesi ve babası için yemek yemek böyle bir keyifken umuyorum kızımız da masamızın bir parçası olmaya kısa sürede alışır. Onun bizden ayrı bir yerlerde yemesindense bizimle masada yemeye alışmasını istiyorum. Bir de kızıma emziğe benzer ama ucu file olan bişey aldım. Filenin içine istenilen meyve konuluyor ve kızım boğulma tehlikesi yaşamadan keyifle elinde meyvesi kendi kendine yiyebiliyor biz de bu arada sakince yemeğimizi yemiş oluyoruz yani herkes mutlu oluyor sofrada :) :) Bu arada o file ile yemeği en çok sevdiği meyve muz ama yerli yumuşak muzlar :)


önce elleriyle havuç püresinin içine daldı sonra da muzunun keyfini çıkardı... bize de pazar sabahı eğlencesi oldu :)

çalışan anne olmak

Bundan yıllar önce sanırım lise ya da ortaokuldayken dergilerden birinde bir makale okumuştum çok zeki anadolu sınavlarında dereceye girmiş bir çok başarıya imza atmış bir kızın röportajı. Şu an ismi hatırlayamıyorum ama aklıma kazınmış bir cümlesi var ki hala unutamıyorum ve bunu artık çok daha iyi anlıyorum. ''Gelecekte çalışacaksam eğer bir çocuk sahibi olmak istemiyorum çünkü ilklerini birlikte yaşayamadığım ilk adımını ilk sözcüğünü telefonda öğrendiğim ya da sonradan bana anlatılacak yarımyamalak bir paylaşım istemiyorum'' diyordu.
Bu çocuk sahibi olmanın pişmanlığı değil içimdeki sadece onu evde bırakıp işe gitmenin burukluğu. Maalesef böyle bir düzende yaşıyoruz çocukların bakıcılarını annelerinden bile çok gördükleri, çok tanıdıkları kırık dökük bir düzen. İşe başlayalı sadece bir ay oldu ve henüz 6 aylık bile olmayan bebeğim beni özlüyor. Bu kadar küçük olmasına rağmen görüyorum ki yokluğumu tüm ruhu ile hissediyor. Henüz arkamdan ağlayacak kadar bilinçlenmedi ama akşam eve geldiğimde kucağıma bir gelişi var gece uyuyana kadar kucağımdan inmek istemiyor. Gece oluyor uyku saati geliyor ama baze adeta uyumamak için direniyor bebeğim belli ki biraz daha fazla zaman geçirmek çabasında annesi ve babası ile.
Eve uçarcasına gidiyorum hemen kızımı öpüp kokluyor ve emziriyorum. Karnı doysa bile ayrılmak istemiyor annesinden bir bakışı var ki nerelerdeydi bütün gün der gibi ya da bu ruh hali içinde ben öyle hissediyorum. Sonra oynuyoruz yerlerde yuvarlanıyoruz. Farkediyorum ki o hala hergün yeni bişey öğreniyor ben yanın da yokken. Artık yerlerde yuvarlanmayı, oyunlar oynamayı çok seviyor. Hatta oynamak istediği oyuncağı kendi seçiyor, elini o oyuncağa uzatıp almak istiyor. Sadece yatmak değil artık oturmak ta istiyor. Etrafını büyük bir merakla keşfetmeye başladı her yeni nesneyi eline almak ve incelemek istiyor. Eline aldığı herşeyi direk ağzına götürüyor çünkü kızım diş çıkartmaya başladı ve diş etleri inanılmaz kaşınıyor. Henüz altta iki dişi minik birer pirinç taneciği gibi ama sanıyorum ki üstten de bir ya da iki dişi çok yakın zamanda patlamak üzere.
Yani bizler anne ve babası olarak yanında olamasakta kızım hızla büyüyor maalesef kimbilir gün içinde neler kaçırıyoruz ama hayatın düzeni bu o yüzden hiç olmazsa onunla geçirdiğimiz her dakikayı maksimum verimle geçirmeye onunla oyunlar oynamaya sohbet etmeye ona yeni bişeyler öğretmeye çalışarak geçiriyoruz ve bu hep böyle olacak...
Seni çok seviyoruz bebeğim...